13 Ocak 2014 Pazartesi

2016 ABD Başkanlık Seçimleri Yarışı Şimdiden Başladı!


Halen dünya siyasetinde en etkin ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nde, 2016 Kasım’ında düzenlenecek 58. Başkanlık seçimleri[1] için partiler ve adaylar arasındaki yarış şimdiden başladı. Bu yazıda Amerikan siyasetindeki güncel gelişmeleri ve kamuoyunda adı geçen adayları sizlere tanıtmaya çalışacağım.
İki defa seçildiği için bir kez daha aday olamayacak Barack Obama’nın yerinin doldurulacağı 2016 ABD Başkanlık seçimleri, Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti arasında kıyasıya bir rekabete sahne olacağa benziyor. İki dönem George W. Bush döneminde sergilenen saldırgan dış politika nedeniyle dünyada ve Amerikan içkamuoyunda oldukça sert bir tonda eleştirilen ve Amerika’nın yeni demografik (artan Hispanik ve Afrika kökenli nüfus) yapısı nedeniyle zorlandığı gözlemlenen Cumhuriyetçiler, bu defa seçime oldukça iddialı girecekler. Cumhuriyetçilerin en önemli kozu kuşkusuz Demokratların iki dönemdir Obama ile iktidarda bulunmaları ve hâlihazırda dünyadaki birçok soruna henüz çözüm bulamamış olmaları. Dış İşleri Bakanı John Kerry’nin büyük gayretlerine rağmen dünyada kalıcı hale gelmiş siyasi sorunları bir anda çözmek kuşkusuz çok zor. “Asia Pivot” politikası ile ABD’yi Orta Doğu bataklığından uzaklaştırarak Asya Pasifik’te etkin hale getirmek isteyen[2] Obama’nın partisini seçimlerde en çok zorlayacak konu, Arap Baharı sürecinde yaşanan değişimlerin maalesef beklenen sonucu yaratamamış olması olacak. Tunus haricinde Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelerde müspet bir sonucun elde edildiğini söylemek imkânsız. Dahası Libya’da Amerikan Büyükelçisi J. Christopher Stevens’ın öldürülmesi, Suriye’de devam eden kanlı içsavaş ve Mısır’daki darbe nedeniyle bazı ülkelerde olayların Arap Baharı öncesine göre daha kötü durumda olduğunu söylemek bile mümkün. Bu nedenle Cumhuriyetçilerin temel hedefleri; iyi bildikleri Orta Doğu politikası üzerinden İsrail’deki şahin hükümetin ve yakın ilişki içerisinde oldukları bazı Arap monarşilerinin de desteğiyle Demokratları köşeye sıkıştırmak olacaktır. Cumhuriyetçilerin Amerikan içkamuoyunun desteğini sağlamak için Demokratlara sosyalist bir politika olarak gördükleri Obamacare üzerinden saldırmaları da yüksek ihtimal gözüküyor. Zira aslında son derece makul ve başarılı bir proje olan Obamacare, son aylarda kamuoyundaki desteğini kaybetmiş (yalnızca yüzde 35 destek) gibi görünüyor.[3] Buna ek olarak Cumhuriyetçiler, partinin haksız bir şekilde beyaz Amerikalılarla özdeşleşen imajını değiştirmek adına da akıllı bir algı yönetimi politikası sergiliyorlar.  Örneğin, bir önceki seçimlerde Obama’nın karşısında Cumhuriyetçilerin adayı olan Mitt Romney’nin Afrikalı Amerikalı bir çocuğu evlat edinmesi ve Amerikalı bir televizyon programcısı olan Melissa Harris-Perry’nin bu konuyla ilgili yaptığı şaka sonrası Romney ailesinden özür dilemesi, Afrikalı Amerikalı seçmen nezdinde parti ve Romney adına sempati yaratabilecek bir gelişme.[4] Yine Cumhuriyetçi adaylar arasında adı geçen Condoleezza Rice, Afrikalı Amerikalı kamuoyunda sevilen bir isim. Son dönemde Hollywood’da Cumhuriyetçi Parti’nin önemli lideri ve “Reconstruction Amendments” ile içsavaş döneminde köleliği kaldıran lider olan Abraham Lincoln’ün hayatı üzerine filmlerin yoğunlaşması da[5], seçimler öncesinde Cumhuriyetçilerin imajına katkıda bulunabilir. Elbette Joseph Nye gibi profesörlerce “yumuşak güç” (soft power) üzerine bu kadar kafa yorulan bir ülkede Lincoln filmlerinin son dönemde yoğunlaşması tesadüfün ötesinde bir anlam ifade ediyor.
Demokrat Parti’nin de seçimlerde önemli avantajları olacak. Dünya kamuoyunda Amerika’nın barışçıl yüzü olan bilinen Demokratlar, iki dönem iktidarın verdiği yorgunluk ve yıpranmaya karşın halen seçimlerde iddialı gözüküyorlar. Burada temel neden kuşkusuz Obama iktidarında yeni savaşlara izin verilmemesi ve Afganistan ve Irak gibi bazı bölgelerden asker çekilmesi nedeniyle Amerikan askeri kayıplarının azaltılmasıdır. Başlarda ekonomik krizle yüzleşen Obama yönetiminin, son dönemde ekonomi yönetiminde de başarılı bir tablo ortaya koymaya başladığı görülüyor. 2009’da yüzde 2,8 küçülen Amerikan ekonomisi, sonraki yıllarda ise sırasıyla yüzde 2,5 (2010), yüzde 1,8 (2011) ve yüzde 2,8 (2012) büyümüş[6], 2013 yılında da yükselen bir grafik sergilemişti. O trendin 2014, 2015 ve 2016 yıllarında da devam etmesi durumunda Demokratların eli güçlenecektir. Demokratların seçimde oynayabilecekleri bir diğer koz ise, aday olma ihtimali yüksek gösterilen Hillary Clinton üzerinden “Amerikan tarihinin ilk kadın Başkanı” propagandası yapmalarıdır. Elbette Cumhuriyetçilerin adayının Condoleezza Rice olması ve her iki partiden de kadın Başkan adaylarının yarışması durumunda bu propagandanın etkisi azalacaktır. Demokratların elini zayıflatan bir konu ise, son dönemde radikal İslamcı hareketlerin ve El Kaide benzeri terör örgütlerinin güçlenmeye başlamasıdır… 11 Eylül (9/11) travmasını hala tam olarak atlatamamış olan Amerikalı ortalama seçmen açısından, Libya’da büyükelçiyi hedef alan terör saldırısı benzeri terör eylemlerinin artması durumunda yeniden müdahalecilik (interventionism) eğilimleri belirebilir. Şu da bir gerçek ki; Obama’nın ABD’nin yumuşak güç unsurlarını ve muhalif hareketleri destekleyerek gerçekleştirdiği pasif müdahalecilik, izolasyonizm (isolationism) politikasından çok da farklı sonuçlar yaratamadı. Demokratların şimdilik ellerini kuvvetlendiren unsurların; Tunus’ta demokratik geçişin başarıyla sağlanması ve İran’la varılan geçici nükleer mutabakat olduğu söylenebilir. Ancak Tunus’ta da demokrasinin çökmesi ve İran anlaşmasının devam etmemesi durumunda Obama politikası toptan sıfırlanacak ve bu durumda Cumhuriyetçilerin müdahalecilik arzuları yeniden bir anlam kazanacaktır. Demokratları bekleyen bir diğer tehlike ise; Obama’nın, partisinin genel desteğinin çok ötesinde popülaritesi ve dünyada sevilen bir Başkan olmasıdır. Obama gibi karizmatik bir figürün ardından Demokratların hangi adayı gösterirlerse göstersinler zorlanacakları söylenebilir.
Bu bilgilerin ardından partilerde Başkanlık adaylığı için ismi geçen siyasetçilere de daha yakından bakalım. Amerikan siyasal sistemini iyi bilen akademisyen Burak Küntay’ın da vurguladığı gibi Demokratlar açısından şu an iyi aday, Amerikalı seçmenin çok iyi tanıdığı Hillary Clinton gibi gözüküyor. Küntay’a göre; “Clinton, yıllara dayanan Senatörlük tecrübesi ve sekiz yıllık first lady pozisyonunda bulunmasına ek olarak eşi Bill Clinton’un valilik ve Başkanlık kampanyalarında aktif olarak çalışması ile kampanya yönetimi ve idari tecrübe noktasında Demokratların en güçlü adayı. Clinton’ın kampanya becerilerinin yanı sıra, Obama’ya göre Demokratların daha sağ kanadında yer alıyor olması seçimlerde Clinton’a avantaj sağlayacak en önemli unsurlardan biri. Ancak Clinton’u sıkıntıya sokacak bazı noktaları da göz ardı edemeyiz. İlki, üzerindeki şaibesi devam eden ve suçlu olarak Clinton’un gösterildiği Libya’daki ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı meselesidir. İkinci nokta ise bir diğer Demokrat aday Joe Biden’ın da aynı eleştirilere tabii tutulduğu yaş ve sağlık meselesidir. Clinton’un belirli bir yaşa gelmesi ve ciddi sağlık sorunlarının vuku bulması gerek Demokrat seçmenler gerekse ülke çapındaki ulusal seçmenler için sıkıntı yaratacak bir unsurdur.”[7] Clinton’ın seçimlere tek kadın aday olarak girmesi durumunda dünyadan ve Amerikalı kadın seçmenden de destek alması mümkün gözükmektedir. Bir diğer önemli Demokrat aday ise ABD Başkan Yardımcısı ve Senato Başkanı Joe Biden olacak. Biden, Obama’nın arkasındaki gizli güç olarak Amerikan kamuoyunda oldukça iyi tanınıyor. Yaş ve sağlık eleştirilerine karşın, bir önceki seçimde Obama’nın seçilmesinin mimarlarından biri olarak gösteriliyor. Ancak çok iyi bir “ikinci adam” olan Biden’ın, Başkan adayı olursa aynı başarıyı liderlikte gösterip gösteremeyeceği son derece tartışmalı. Bu iki güçlü aday dışında Demokratların Dış İşleri Bakanı John Kerry (daha önce George W. Bush’a karşı aday olup kaybetmişti), Howard Dean, Jerry Brown, Bernie Sanders ve Brian Schwitzer gibi sürpriz aday adayları da bulunuyor. Küntay’a göre Maryland Valisi Martin O’Malley’i de es geçmemek gerek.[8] Şu an için en makul gözüken, Demokratların seçimlerde Hillary Clinton’ı aday göstermesidir.
Demokratların favori adayı Hillary Clinton
Cumhuriyetçiler içinse durum biraz daha karışık. Mitt Romney’nin adı şu an için adaylar arasında geçmese de, başarılı bir işadamı olan ve son seçimlerde aslına bakılırsa kötü bir performans göstermeyen Romney’nin adaylığı belki de seçim yaklaştıkça yeniden gündeme gelebilir. Romney’e bir önceki kampanyası döneminde bakıldığında, dengeli mesajlar veren bir lider olduğu ve Amerikan dış politikasını öyle kolay kolay çılgınlıklara sürüklemeyeceği görülüyor. Bir diğer önemli aday Küntay’ın dikkat çektiği Florida Senatörü Marco Antonio Rubio. Küntay’a göre, “Rubio’nun Latin oluşu, Florida gibi bol elektoral oya sahip bir eyaletin senatörü olması, Cumhuriyetçilere bu seçimde önemli bir ivme kazandıracaktır.”[9]Cumhuriyetçilerin bir diğer önemli adayı ise son dönemde adı basında sıklıkla geçmeye başlayan New Jersey Valisi Chris Christie. Son New Jersey seçimlerinde birkaç ay önce büyük bir başarı elde eden Christie[10], Federal hükümetin baş emniyet görevlisiyken siyasette yozlaşma, terörizm ve çete kaynaklı şiddetle savaşma konusunda ulusal beğeni kazanmış ve New Jersey’deki büyük kasırgada gösterdiği liderlik ile Amerikan halkının gönlünde taht kurmuş önemli bir isim.[11] Ayrıca Christie’nin kürtaj karşıtı olmaması ortadaki seçmenin desteğini almasına neden olabilir. Adı basında şu sıralar pek geçmese de, bir diğer önemli aday Bush dönemi Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice. Özellikle Hillary Clinton’ın Demokratların Başkan adayı olması durumunda Cumhuriyetçiler de “ilk kadın Başkan” propagandasına izin vermemek için Rice’ı öne çıkarabilirler. Rice akademisyenlikten gelme birikimli bir isim ve Başkan olursa kuşkusuz ABD’ye önemli katkıları olacaktır. Bir diğer önemli isim ise Paul Ryan. Küntay’a göre Ryan, “2012 seçimleri üzerine dört senelik bir tecrübe bindirmiş, bunun olgunluğuna kavuşmuş, ekonomik konularda köşelerini biraz daha yumuşatmış bir kişi. Diğer Cumhuriyetçi adaylara göre en büyük artısı ise, ulusal Başkanlık kampanyasını yönetmiş ve içinde bulunmuş bir aday olmasıdır. Dolayısıyla, Ryan’ın 2016 seçimlerinin parlayan yıldızlarından biri olma ihtimali azımsanamaz.”[12] Ryan’ın genç ve dinamik olması ise kuşkusuz büyük bir avantaj. Bir diğer öne çıkabilecek aday ise Florida eski Valisi Jeb Bush’tur. Yine Küntay’a göre “Gerek valilik tecrübesi, gerek ağabeyi ve babası dolayısıyla Beyaz Saray’a yakın oluşu ve Beyaz Saray’ı tecrübe edinmiş olmasından ve şüphesiz Meksikalı bir eşi olmasından dolayı Latin Amerikan seçmene yakınlığı, Jeb Bush’u saydığım adaylar içinde en dengeli ve en önemli başkan adayı haline getirir. Parti tabanına olan yakınlığı, Florida eyaletinin arkasında destekleyici olması Bush’un büyük avantajlarındandır.”[13] Ancak Bush’un en önemli dezavantajı, önceki Cumhuriyetçi Başkan ve ağabeyi George W. Bush’un Amerikan seçmeni ve dünyada bıraktığı olumsuz hatıralardır. Babası ve ağabeyinden sonra Başkan olmak isteyen Jeb Bush da kuşkusuz favori adaylardan birisidir. İsmi sayılan bu adaylar dışında Cumhuriyetçi Parti’nin Rand Paul ve Rick Perry gibi sürpriz adayları da vardır. Sonuçta tabloya bakıldığında Cumhuriyetçilerin en önemli adayları, Christie, Ryan, Rubio, Rice ve Bush olarak karşımıza çıkmaktadır. Bence bu adaylar arasında seçimleri kazanma şansı en yüksek kişi, gençliğiyle ABD'nin lider ve güçlü ülke imajını daha da güçlendirebilecek olan Paul Ryan’dır.

Paul Ryan Cumhuriyetçilerin kuvvetli adaylarından birisi
Görüldüğü üzere, 2016 ABD Başkanlık seçimleri adaylar ve partiler arasında kıyasıya bir yarışa sahne olacaktır. Seçimler yaklaştıkça bu konudaki araştırma ve röportajları sitemizde yoğunlaştıracağız.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ

[1] “United States presidential election, 2016”, Wikipedia, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://en.wikipedia.org/wiki/United_States_presidential_election,_2016.
[2] Bu konuda bir yazı için; Örmeci, Ozan (2013), “Asya’da Rekabet Artıyor”, Uluslararası Politika Akademisi, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/asyada-rekabet-artiyor/.
[3] “CNN Poll: Health care law support drops to all-time low”, CNN, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://politicalticker.blogs.cnn.com/2013/12/23/cnn-poll-heath-care-law-support-drops-to-all-time-low/.
[4] “US TV host Melissa Harris-Perry makes tearful on-screen apology to Mitt Romney’s family for ‘offensive’ segment mocking black grandson”, The Independent, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.independent.co.uk/news/world/americas/us-tv-host-melissa-harrisperry-makes-tearful-onscreen-apology-to-mitt-romneys-family-for-offensive-segment-mocking-black-grandson-9039819.html.
[5] Son dönemde çekilen bazı Abraham Lincoln filmleri şunlardır;
-          The Conspirator (2010), Yönetmen: Robert Redford.
-          Abraham Lincoln: Vampire Hunter (2012), Yönetmen: Timur Bekmambetov.
-          Lincoln (2012), Yönetmen: Steven Spielberg.
-          Killing Lincoln (2013), Yönetmen: Adrian Moat.
[6] “GDP growth (annual %)”, The World Bank, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.MKTP.KD.ZG.
[7] Küntay, Burak (2013), “2016 Amerika Seçimleri – II”, Dünya, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.dunya.com/2016-amerika-secimleri-ii-153107yy.htm.
[8] Küntay, Burak (2013), “2016 Amerika Seçimleri – II”, Dünya, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.dunya.com/2016-amerika-secimleri-ii-153107yy.htm.
[9] Küntay, Burak (2013), “2016 Amerika Seçimleri – III”, Dünya, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.dunya.com/amerikan-secimleri-iii-153520yy.htm.
[10] “Chris Christie sets up 2016 White House race with strong New Jersey win”, The Guardian, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.theguardian.com/world/2013/nov/06/chris-christie-reelection-new-jersey-win.
[11] Küntay, Burak (2013), “2016 Amerika Seçimleri – III”, Dünya, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.dunya.com/amerikan-secimleri-iii-153520yy.htm.
[12] Küntay, Burak (2013), “2016 Amerika Seçimleri – III”, Dünya, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.dunya.com/amerikan-secimleri-iii-153520yy.htm.
[13] Küntay, Burak (2013), “2016 Amerika Seçimleri – III”, Dünya, Erişim Tarihi: 13.01.2014, Erişim Adresi: http://www.dunya.com/amerikan-secimleri-iii-153520yy.htm.

Hiç yorum yok: