8 Ekim 2013 Salı

2014 Yerel Seçimleri Öncesinde CHP Kulisleri


2014 Mart ayı sonunda yapılacak olan yerel seçimler öncesinde Türkiye’de iktidara muhalif kesimlerin bel bağladığı anamuhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nden gelen kulis bilgileri medyada yer almaya devam ediyor. Tartışmalar özellikle üç büyük şehir ve Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinden birisi olan Antalya adaylığı konusuna odaklanıyor. 2002’den beri üç dönem üstüste oylarını arttırarak iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetine karşın yıllar sonra bir muhalefet partisinde üç büyük şehir belediyesini kazanma konusunda umutların artmış olması, kuşkusuz Türkiye demokrasisi adına büyük bir kazanç. Zira aynı piyasa ekonomisinde tüketicilerin yararına olduğu gibi siyasal yaşamda da partiler arasındaki rekabetin artması, daha iyi hizmet almak adına seçmenin lehine bir gelişme olarak okunmalı. Şimdi üç büyük şehir ve Antalya’daki son duruma bakalım...

İlk olarak Türkiye’nin kalbi İstanbul... Her ne kadar İstanbul’da şimdiye kadar deneyimli sosyal demokrat siyasetçi Celal Doğan’dan başlayarak birçok CHP’li adaylığını açıklamış olsa da, esas mücadelenin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve CHP’nin örgütten yetişmiş sevilen siyasetçisi Gürsel Tekin arasında geçeceği anlaşılıyor. Şişli’de yaptığı işler ve halka yakınlığıyla özellikle sağ seçmenden ve büyük sermaye gruplarından destek alan Sarıgül’ün adaylığına kesin gözüyle bakanlar dahi var. Ancak bir önceki yerel seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı rekor oyda büyük katkısı olan ve CHP örgütünden yetişmiş emektar bir siyasetçi olan Gürsel Tekin’in de -Sarıgül’e benzer şekilde- sol siyasetçilerde az görülen kendisinden farklı olandan da destek alabilme özelliğini kendisinde barındırdığını görüyoruz. Bu nedenle CHP içerisinde İstanbul  adaylığı mücadelesi çok çetin geçecek. Aldığım duyumlara göre anket şirketlerinin yaptığı çeşitli araştırmalarda CHP örgütünün en çok istediği aday Gürsel Tekin olarak gözüküyor. Ancak İstanbul’daki genel seçmene sorulduğunda da Sarıgül ismi öne çıkıyor. Anlaşılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki günlerde zor bir karar vermesi gerekecek. Sarıgül’ün aday gösterilmemesi durumunda Şişli’den aday olarak CHP’ye kaybettireceği oylar kendisi adına önemli bir güç unsuru olarak gözüküyor. Ancak Tekin’in adaylığı engellenirse bu da örgütte huzursuzluk yaratabilir. Sonuçta bu iki güçlü aday adayına rağmen AKP’nin İstanbul’da devrilmesi kolay gözükmüyor. Bu nedenle Kemal Bey, belediye seçimlerini kazanması durumunda liderlik için de kendisini zorlayacağını çok iyi bildiği Sarıgül’ü -geçmişte Deniz Baykal’ın kendisine yaptığı gibi- hem partiye yüksek oy kazandıracak, hem de seçimden yenilgiyle ayrılması durumunda karizması çizilecek şekilde adaylığa düşünebilir. Bu durumda sermaye desteği olan Sarıgül sayesinde ana akım medyada CHP'nin çok ihtiyacı olan lehte rüzgarlar esmesi durumunun gerçekleşebileceğini şimdiden söyleyebiliriz. Yıllardır bir çıkış yapması beklenen fakat bir türlü aradığı ortamı bulamayan Sarıgül’ün de çok ihtiyatlı bir politikacı olduğunu ve kazanamayacağı yarışa kolay kolay girmeyeceğini belirtmek lazım. Gürsel Tekin’in adaylığı durumunda da örgütün iyi işleyeceğini ve CHP’nin yarışı kazanamaması durumunda bile oylarını yükseltebileceğini zannediyorum. CHP’nin İstanbul yarışında galip sanıyorum Kasım ayında belli olacak.

Ankara’ya geldiğimizde ise CHP’nin yıllar sonra belediye için çok avantajlı bir konuma geldiğini görüyoruz. Muhafazakar ve milliyetçi sağ seçmendeki yüksek kredisine rağmen Melih Gökçek isminin yıllar içerisinde doğal olarak yıpranmış olması, İstanbul’a göre devletçi ve ulusalcı reflekslerin çok daha güçlü olduğu Ankara’da CHP’yi iddialı bir konuma getiriyor. Adaylığını ilk açıklayan Aylin Nazlıaka dışında Muharrem İnce ve Gökhan Günaydın isimlerinin Ankara Büyükşehir Belediyesi için konuşulduğunu görüyoruz. Bu isimlerin hepsi son derece kaliteli olmasına karşın, Muharrem İnce isminin Ankara’nın yapısına daha uygun olacağını tahmin ediyorum. Zira bir önceki seçimlerde modern bir duruşu olan MHP adayı Mansur Yavaş’a kayan ulusalcı oyların, Muharrem İnce’nin adaylığı durumunda CHP’ye döneceğini düşünmek hayal değil. Çünkü 2009’a döndüğümüzde, zamanında (1989-1994) SHP’den çok başarılı bir belediye başkanlığı yapmış, ancak Kürt sorunu konusundaki açılımları nedeniyle 2009 seçimleri öncesinde Melih Gökçek’in ağır saldırılarına maruz kalmış olan değerli siyasetçi Murat Karayalçın’ın adaylığı nedeniyle CHP oylarının bir bölümünün MHP’ye kaydığı iddia edilmişti. Muharrem İnce’nin adaylığı durumunda ise bu durumun tersine döneceğini ve kıymetli bir siyasetçi olmasına karşın, Mansur Yavaş’ın aksine MHP tabanı dışında pek tanınmayan Mevlüt Karakaya’ya  ulusalcı oyların kaymasının zor olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle CHP zaten çok yüksek sayılmayacak yüzde 6 dolaylarındaki farkı kapatarak, Ankara’yı rahatlıkla AKP’nin elinden alabilir gibi gözüküyor.

İzmir’e geldiğimizde de CHP için çok avantajlı bir konumun bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İzban’ın başarılı bir şekilde uygulamaya sokulmasının ardından kendisine yönelik eleştirileri hafifleten CHP’de, mevcut belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu uğradığı saldırılar sonucunda oluşan mağdur imajı sayesinde yarışa oldukça önde giriyor ve ipi rahat göğüsleyeceğe benziyor. Konak Belediyesi’nde yaptığı başarılı çalışmalarla dikkat çeken gazeteci Hakan Tartan’ın da adaylık için önemli şansının olduğu konuşuluyordu, ancak son virajda Kocaoğlu isminin kesinleştiği kulislerde belirtilenler arasında. Bu nedenle CHP İzmir’de bir kez daha seçmene “Aziz olun” diyecek diye tahmin ediyorum. Antalya için de CHP kulislerinde Profesör Mustafa Akaydın’ın yerinin kesinleştiği ifade ediliyor. Ancak Kasım ayı ortalarında kadar süreceğini düşündüğüm mücadelede son anda bile değişikler yaşanabilir. Bu nedenle seçimlere kadar durumu bekleyip görmek zorundayız.

İlerleyen haftalarda daha derin ve detaylı analizlerle karşınızda olmak üzere Kıbrıs’tan hepinize saygı ve selamlarımı gönderiyorum.

Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMECİ
       

Hiç yorum yok: