27 Ağustos 2010 Cuma

Türkiye'de Yasama Dokunulmazlığı ve Atilla Kart Olayı


-->
Yasama dokunulmazlığı, günümüzde anlam ve uygulamada üzerinde en çok konuşulan ve tartışılan konulardan biridir. Dünyada yasama muafiyetlerinin oluşturulmasında başlıca iki sistem bulunmaktadır. Bunlar; parlamenterlere sadece hukuki kovuşturmalara karşı koruma sağlayan Anglo-Sakson sistemi ile dünya ülkelerinin çoğunda uygulanan ve ceza davalarına karşı koruma sağlayan Kıta Avrupası sistemidir. Türkiye’de genel hukuk sisteminin bir gereği olarak Kıta Avrupası geleneği esas alınmış, yasama dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğu adı altında iki kurum olarak düzenlenmiştir. Yasama sorumsuzluğu, dünya ülkelerinin çoğunda benzer uygulamalarıyla siyasi yaşamda varlığını korumakta iken, yasama dokunulmazlığı, dünya ülkelerinin çoğunda yer almaktadır ama gerekliliği ve kapsamı anlamında tartışılan bir konudur. Türkiye’de de özellikle son dönemlerde artan yol­suzluk iddialarına zaman zaman milletvekillerinin de isimlerinin karışması, yasama dokunulmazlığı kurumunun gerekliliği ve kapsamı konusunda tartışmalara yol açmıştır. Meclis içerisindeki milletvekilleriyle ilgili yüzlerce (300 civarında)[1] suç dosyasının bulunuyor ve bekletiliyor olması, halkın demokrasiye ve sisteme olan inancını da zayıflatmakta ve Türkiye demokrasisini gölgelemektedir. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu yönde yaptığı çalışmalar ve CHP Konya milletvekili Atilla Kart’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması konusunda gösterdiği gayretler sonucunda ülkemizde bu konu kamuoyunda ses getirmiş ve gündeme oturmuştur. Bu yazıda Atilla Kart’ın çalışmaları kısaca özetlenecektir. Bu nedenle önce yasama dokunulmazlığının mevzuattaki yeri incelenecektir.
1982 Anayasasının yasama dokunulmazlığı başlığı altındaki 83. maddesinde dokunulmazlık şu şekilde yer almıştır; “(1) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. (2) Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturulmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde, yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. (3) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez. (4) Tekrar seçilen Meclis üyesi hakkındaki soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. (5) Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.”[2]
83. maddede görüldüğü üzere, yasama dokunulmazlığının birinci fıkrada ne olduğu belirtilmiş ikinci ve sonraki fıkralarda da konu düzenlenmiştir. 1982 Anayasası yürürlüğe girdikten günümüze kadar 20. ve 21. dönemlerde Anayasanın yasama dokunulmazlığına ilişkin 83. maddesinin değiştirilmesine yönelik Genel Kurulda iki kanun teklifi oylanmış ancak bu teklifler anayasa değişikliği için aranan yeter çoğunluk sağlanamadığı için kanunlaşamamıştır. Yasama dokunulmazlığı yani 83. madde, en çok milletvekillerine “suç işleme ayrıcalığı” sağladığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. TBMM’de görüşülmeyi bekleyen pek çok dokunulmazlık dosyası zimmet, sahtecilik, karşılıksız çek verme gibi suçlarla ilgilidir. 83. maddeye getirilen eleştirilerden biri, 83. maddenin milletvekili seçilmeye engel suçlardan söz etmemesidir. Bu trajik durum nedeniyle yasama dokunulmazlığına getirilen eleştiri ve çağdaş anayasal standartlara uygun hale getirme çabaları; yaşanan sorunun sadece Atilla Kart’ın olayı olmamasına, gerek hukukçular gerek kamuoyu gerekse siyasetçiler açısından da ülkemizin gündeminde yer işgal etmesine neden olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi Konya Milletvekili Atilla Kart dokunulmazlığının kaldırılması için 8 Şubat 2005 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştur. Hakkında bir avukat ile kamu görevlisine hakaret ettiği gerekçesiyle iki dosya bulunan Atilla Kart, Meclis’te dokunulmazlığı kaldırılmadığı için yargılanamayınca iç hukuk yollarının tükenmesi nedeniyle 2005 yılında Strasbourg Mahkemesi’ne başvurmuştur. Kart adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’ne başvurmuştur. AİHM, hükümetin Kart’ın dokunulmazlığının kaldırılması için yaptığı talebin yerine getirilmesine zemin sağlamayarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkıyla ilgili maddesini ihlal ettiği ve bu mahrumiyetin orantısız olduğu sonucuna varmıştı. Karar; 7 yargıçlı 2. dairede, 3’e karşı 4 oyla alınmış, Türk hükümeti de 6 Ekim 2008 tarihinde karara itiraz ederek konunun AİHM’nin temyiz organı olarak da anılan 17 yargıçlı Büyük Daire’sinde esastan yeniden görülmesini istemiştir. Kart, 2005 yılında AİHM gündemine taşıdığı ve 2008’in Temmuz ayında kazandığı davanın temyiz duruşmasında, hükümet ve AKP’nin, kimi bürokratları milletvekili yaparak kendilerine dokunulmazlık kazandırdığını ve böylelikle TBMM’nin “iğfal edildiğini” söylemiştir. CHP milletvekili, kendi yaptığı savunmada durumu“TBMM, kanun kaçaklarının sığındığı bir mercii haline getirildi”[3] diyerek anlatmaya çalışmıştır. Hükümetin, TBMM’nin 22. ve 23. yasama dönemlerinde hiçbir milletvekili hakkındaki dokunulmazlığın kaldırılmasına izin verilmediğine dikkat çeken Kart, “Milletvekilleri dokunulmazlık zırhıyla başkalarının işlediği suçları dahi üstelenebiliyorlar”[4] demiştir. Aralarında Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da bulunduğu birçok üst düzey AKP yöneticisi hakkında “yüz kızartıcı dosyalar” bulunduğunu belirten Kart, AKP yöneticilerini korumak amacıyla hakkındaki dokunulmazlığın kaldırılmadığını savunmuştur.
Kart’ın açıklamaları üzerine hükümet ise milletvekili dokunulmazlığının “parlamenter dokunulmazlık kurumu ve parlamenter düzeni korumak amacıyla” kaldırılmadığını savunmuştur. Hükümet avukatı, AİHM’nin Kart davasında aldığı ilk kararı “hatalı” olarak nitelendirmiş ve dava tüm Avrupa hukuku açısından bir ilk teşkil ettiğinden 17 yargıçlı mahkeme heyetinden konuya “özel dikkat ayırmasını” istemiştir. Atilla Kart’ın dokunulmazlığı kaldırılmadığından ötürü mağdur olmadığını belirten Türk hükümeti, “Dokunulmazlığı kaldırılmayan Atilla Kart'ın siyasi itibarının zarar gördüğüne dair bir emare ya da tartışma yoktur. İki kez üst üste milletvekili seçilmesi de bunun kanıtıdır” ifadeleriyle savunma yapmıştır. 15 Ocak’ta 17 üyeli 2. Daire’de yeniden görüşülen davada ise Kart haksız bulunmuş ve yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemi kabul edilmemiştir. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu ise, bu kararın AİHM’nden döneceğini daha önce dile getirdiğini belirterek, “Çünkü küçük daire bu konuda ilk olarak bu başvuruyu 4/3 kabul etmişti. Küçük dairenin 7 üyesi var, büyük daire dediğimiz 2. Daire’nin ise 17 üyesi var” şeklinde konuşmuştur.
Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Doğan durumu bir vodvile benzetmiş ve “Kart için yargılama yolu açılırsa, sıra hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan AKP milletvekillerine gelecek. Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, bazı bakanlar ve geriye kalan AKP’liler yolsuzluk iddialarıyla ilgili hesap vermek zorunda kalacak. Bu kara bir leke. Silinmesi çok zor. Atilla Kart’ı kutlamak gerek” şeklinde yazmıştır.

KAYNAKÇA

- AKTAŞ, Kadir, “Yasama Dokunulmazlığı Kurumunun Türkiye’deki Gelişimi”, Yasama Dergisi, sayı: 3, 2006.
- GÖZLER, Kemal, “Yasama Dokunulmazlığı: Bir Karsılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2001, http://www.anayasa.gen.tr/dokunulmazlik.htm.
- GÖNENÇ, Levent & ERGÜL, Ozan & KONTACI, Ersoy, “1982 Anayasasına Göre Yasama Sorumsuzluğu ve Yasama Dokunulmazlığı”, http://www.yasayananayasa.ankara.edu.tr/index.html.
- FEYZİOĞLU, Metin, “Yasama Dokunulmazlığı Üzerine Düşünceler”, http://hukuk.ankara.edu.trlyazi.
- 1982 Anayasası, http://www.tbmm.gov.tr, Erişim Tarihi: 27.08.2010.
- Yalçın Doğan, “AKP, CHP’li Kart’ı canı gibi koruyor”, Hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10075809.asp, Erişim Tarihi: 27.08.2010.
NOT: Ali Yiğit Keskin’in aynı adlı çalışmasından derlenmiştir.
Ozan Örmeci


[1] Yalçın Doğan, “AKP, CHP’li Kart’ı canı gibi koruyor”, Hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10075809.asp, Erişim Tarihi: 27.08.2010.
[2] “1982 Anayasası”, http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa82.htm, Erişim Tarihi: 27.08.2010.
[3] Ntvmsnbc.com, Erişim Tarihi:04.03.2009.
[4] Ntvmsnbc.com, Erişim Tarihi:04.03.2009.


Hiç yorum yok: